
İhtiyari Arabuluculuk Kapsamındaki Uyuşmazlık Türleri Nelerdir?
Bütün mahkemelerin baş köşesinde yazılı olduğu üzere hiç şüphesiz ki adalet mülkün temelidir. Yani devletin esası adalettir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın dokuzuncu maddesinde yargı yetkisinin Türk milleti adına tarafsız ve bağımsız mahkemelerce kullanılacağı hüküm altına alınmış olup, adaleti sağlamak mahkemelerin en temel görevidir. Yine anayasanın “Hak arama hürriyeti” başlıklı otuz altıncı maddesinde; herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü kapsamında yetkili yargı mercilerine başvurma hakkı mevcut olmakla birlikte bazı durumlarda tarafların yargı mercilerine başvurmadan mağduriyetlerini gidermeleri ve menfaatlerine kavuşmaları mümkün olabilmektedir. Taraflara bu imkanı tanıyan müessese ise alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk faaliyetidir. Arabuluculuk faaliyeti tarafsız ve bağımsız üçüncü kişi konumunda olan arabulucu tarafından yürütülür. Arabulucu yargılama yapmaz. Arabulucunun temel görevi tarafların ihtiyaçlarına odaklanmalarını sağlamak ve ortak çözüm üretmelerine yardımcı olarak uyuşmazlığın tarafların kendi getirdikleri çözümler doğrultusunda çözülmesini sağlamaktır. Bu açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere arabuluculuk faaliyetinin temeli, eşitlik ve gönüllülük ilkelerine dayalı olup arabuluculuk faaliyeti kazan&kazan prensibini benimseyen alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk olmak üzere iki alt başlık altında karşımıza çıkan arabuluculuk faaliyeti neticesinde hızlı, ekonomik ve barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşan uyuşmazlık sayısının her geçen gün artması ile doğru orantılı olarak arabuluculuk yoluna başvuru sayısı da aynı hızla artmaktadır.
Ülkemizde yakın denebilecek bir geçmişte başvurulmaya başlayan ve kısa süre içerisinde uyuşmazlıkların kazan&kazan esasına dayalı olarak çözümüne imkan sağlaması sayesinde oldukça tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm yöntemi haline gelen arabuluculuk faaliyeti, bireylerin uyuşmazlıklarını mahkeme dışında hızlı, ekonomik ve barışçıl olarak gidermelerinin bir yoludur. Arabuluculuk faaliyeti içerisinde bireyler tarafsız ve bağımsız bir uzmanın gözetiminde uyuşmazlıklarını çözme amacıyla ortak bir paydada buluşabilmek için bir araya gelirler. Arabulucu, özel yöntem ve teknikleri ile tarafları masada tutarak, aralarındaki iletişim tıkanıklarının giderilmesine, tarafların ihtiyaçlarına odaklanmalarını sağlayarak karşılıklı özveri ve iş birliği içerisinde kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olur.
Peki İhtiyari Arabuluculuk Kapsamında Giren Uyuşmazlık Türleri Nelerdir?
Arabuluculuk faaliyeti, ilgili kanunlar doğrultusunda dava ön şartı olarak görülebileceği gibi, ihtiyari bir yöntem olarak da tercih edilebilmektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun birinci maddesinin ikinci bendinde arabuluculuk faaliyetinin “yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacağı” hüküm altına alınmış, ailece içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar ise arabuluculuğa elverişli değildir denilmek suretiyle açıkça kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.
İlgili kanunlarda zorunlu dava şartı olarak belirtilen işçi-işveren uyuşmazlıkları, ticari ve tüketici uyuşmazlıkları ile ilgili olarak da tarafların ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurarak süreci ihtiyari arabuluculuk kapsamında çözüme kavuşturmaları mümkündür. Özetle taraflar dilerse, zorunlu dava şartı kapsamındaki;
- İş Hukukundan Doğan Uyuşmazlıklar,
- Tüketici Uyuşmazlıkları ve
- Ticari Uyuşmazlıklar ile ilgili olarak da ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilirler.
Bunlar dışında ihtiyari arabuluculuk faaliyetine elverişli konulara örnek verecek olur isek :
- Boşanma Sonrasındaki Mal Paylaşımı Uyuşmazlıklarında:
Boşanmanın sonucu olarak karşımıza çıkan mal paylaşımı ile ilgili uyuşmazlıklar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği nitelikte olmaları sebebiyle arabuluculuğa elverişlidir. Dolayısıyla tarafların mal paylaşımları ile ilgili uyuşmazlıklarının çözüme kavuşturulması için ihtiyari arabuluculuk yolunu seçmeleri mümkündür.
- Tazminat Hukuku Kapsamındaki Uyuşmazlıklarda :
Hem maddi hem de manevi tazminat davaları arabuluculuğa elverişlidir. Yasalarla zorunlu dava şartı kapsamına alınmamış olan maddi ve manevi tazminat konuları ile ilgili uyuşmazlıkların çözümü için ihtiyari olarak da arabuluculuk yöntemine başvurulması mümkündür.
- Borç&Alacak&Sebepsiz Zenginleşme Konularındaki Uyuşmazlıklarda :
Yine tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri özel hukuk uyuşmazlığı kapsamında olan borç&alacak ve sebepsiz zenginleşme konuları ile ilgili olarak ortak bir çözüme ulaşabilmek için taraflar birlikte arabuluculuk yolunu seçebilirler.
- Miras Mal Paylaşımına İlişkin Uyuşmazlıklarda :
Emredici hükümlere ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla, mirasçıların serbestçe tasarruf yetkilerinin olduğu konularla ilgili olarak arabuluculuğa başvurmaları mümkündür.
- İş Kazalarından Doğan Uyuşmazlıklarda :
Öncelikle burada da “serbest tasarruf” konusuna değinilmelidir. Herhangi bir iş kazasının meydana gelmesi durumunda kazanın tespiti için arabulucuya başvurmak mümkün değildir. Ancak iş kazası sonrasındaki maddi taleplerle ilgili uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişlidir.
- Tüketici Mahkemelerinin Parasal Sınırı Altında Kalan Uyuşmazlıklarda :
Taraflar dilerse tüketici hakem heyetleri yerine ihtiyari arabuluculuk yolunu seçebilirler.
Özetle; ihtiyari arabuluculuğa sayısız örnek verilebilecek olup, taraflar, üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği her türlü özel hukuk uyuşmazlığı ile ilgili olarak arabuluculuğa başvurabilirler.
İhtiyari Arabuluculuk Başvuru Süresi
Genel olarak dava öncesinde ve davanın her aşamasında arabuluculuk talebinde bulunulması mümkündür. Dava açılmış olması, arabuluculuk sürecine başvurmaya engel değildir.
Ancak ihtiyari arabuluculuk sürecinin yürütülebilmesi için taraflardan birinin başvurusu üzerine; “uyuşmazlığın ihtiyari arabuluculuk yolu ile çözümlenebilmesi için arabulucu aracılığı ile iletilen ihtiyari arabuluculuk faaliyetine davetin”; diğer taraf/taraflarca otuz gün içerisinde kabul edilmesi gerekmektedir.
Arabuluculuk hakkında daha fazla bilgi için Alfa Arabuluculuk’u takip ediniz.
Devamı
Arabuluculuk Hangi Uyuşmazlıklara Bakar?
Arabuluculuk, ihtiyari ve zorunlu (dava şartı) olmak üzere iki temel alt başlığa ayılır. İhtiyari arabuluculukta başvuru tarafların tercih ve taleplerine bağlı iken, zorunlu arabuluculukta arabuluculuk yoluna başvuru dava şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. Zorunlu dava şartına tabii konularla ilgili olarak da taraflar dilerse konuyu ihtiyari arabuluculuk yoluyla çözümlemeyi tercih edebilirler. Zorunlu dava şartına tabii olmayıp arabuluculuğa elverişli olan konuların çözümü için ihtiyari olarak arabuluculuk yoluna başvurmak mümkündür. Arabuluculuğa elverişlilik konusunu bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse mevcut yasal düzenleme uyarınca tarafların boşanma ile ilgili olarak arabuluculuk yolunu seçmeleri mümkün değildir ancak boşanmanın sonucuna bağlı olarak gündeme gelecek olan mal paylaşımı uyuşmazlıkları ile ilgili olarak arabulucuya başvurmak mümkündür.
Peki arabuluculuk faaliyeti kapsamına uygun uyuşmazlıklar nelerdir?
Hangi Uyuşmazlıklar İçin Arabulucuya Başvurulur?
Tarafların serbest tasarruf imkanlarının bulunduğu bütün özel hukuk uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmak mümkündür. Burada kamuyu ilgilendirmeyen konuların bu kapsama girdiği sonucuna ulaşmak mümkündür. Bunun temel nedeni, kamu düzenini ilgilendiren konularda tarafların tasarruf yetkisinin bulunmamasıdır. Arabuluculuk faaliyeti kapsamına giren uyuşmazlıkların aşağıda verildiği şekilde örneklendirilmesi mümkündür;
- Ticaret hukuku ve sigorta hukuku kapsamındaki uyuşmazlıklar,
- Maddi ve manevi tazminat taleplerine bağlı uyuşmazlıklar,
- Miras Hukuku kapsamında miras temelli uyuşmazlıklar,
- Boşanmadan kaynaklı olarak mal paylaşımı ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar,
- Gayrimenkul&İnşaat hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar,
- Tüketici hukuku kapsamındaki uyuşmazlıklar,
- İş hukuku kapsamındaki işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmak mümkündür.
Arabuluculuk faaliyeti kapsamına dahil olmayan uyuşmazlıklara da değinmek gerekirse, arabuluculuğa elverişli olmayan konuların aşağıda verildiği şekilde örneklendirilmesi mümkündür.
Arabuluculuk Faaliyetine Elverişli Olmayan Konular Nelerdir ?
Yukarıda da belirtilmiş olunduğu üzere arabulucuya başvurabilmek için tarafların konu üzerinde tasarruf yetkilerinin bulunması gereklidir. Buradan yola çıkarak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konularla ilgili olarak arabulucuya başvurulmalarının mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Arabuluculuk faaliyetine uygun olmayan konu ve dava türlerine örnek verecek olur isek;
- Nüfus kaydının düzeltilmesi&değiştirilmesi,
- Ceza davaları,
- Boşanma davaları,
- Velayet ve vesayete ilişkin davalar,
- İptal davaları, idari yetki kapsamında bulunan tam yargı davaları,
- Vergi hukuku temelli uyuşmazlıklar,
- İş kazalarının tespiti,
- Hizmet tespiti,
- Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuk kapsamında değildir.
Arabuluculuk süreci hakkında detaylı bilgi almak için bizi takip edebilir, hukuki uyuşmazlıklarınızı barışçıl bir alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk yöntemi ile çözüme kavuşturmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Devamı
Alfa Arabuluculuk’tan Ural Aküzüm: Kira Uyuşmazlıklarında Arabuluculuğun Zorunlu Olması Türk Ekonomisine Katkı Getirecek!
Konut fiyatlarının hızla artmasıyla birlikte konut kiralarında da büyük artışlar meydana geldi. Bu artışlar kiracılar ve ev sahipleri arasında anlaşmazlıklara sebep oluyor ve bu anlaşmazlıklar yargıya intikal ediyor. Son dönemde kira uyuşmazlıklarının artmasıyla, uzun süren dava süreçleri İçinden çıkılamayacak hale geldi. Böylece kiracılar da ev sahipleri de mağduriyet yaşıyorlar.
Arabuluculuk faaliyetinin iş, ticari ve tüketici uyuşmazlıklarında olduğu gibi kira uyuşmazlıklarında da zorunlu hale getirilmesinin yaşanan mağduriyetleri azaltacağı hukuk ve yargı camiasında konuşuluyordu.
Adalet Bakanı Bozdağ’dan Yeşil Işık!
Bozdağ yaptığı açıklamada kira ihtilaflarının tamamını arabulucuya gönderme konusunda kararlı olduklarını ifade etti. Ekim ayında Meclis gündemine getirilmesi planlanan 7’nci yargı paketi ile arabuluculuğun kapsamının genişletilmesi konusunda çalışmaların devam ettiğini belirten Adalet Bakanı Bozdağ “önümüzdeki dönemde kira alacaklarıyla ilgili ihtilafları, kat mülkiyeti kanunundan doğan ihtilafları ve komşuluk hukukundan doğan ihtilafları arabuluculuğun konusu haline getiriyoruz. Bundan sonra kira alacaklarından, kat mülkiyeti hukukundan, kanunundan ve komşuluk hukukundan doğan ihtilaflar arabulucuya gidecek ve arabuluculukta daha kısa sürede, daha az masrafla çözüme kavuşacaktır. Biz, komşuların mahkemeye düşmeden meseleleri halletmesini arzu ediyoruz. Bu üç alana baktığınızda ikisi doğrudan komşuluk hukukuyla alakalı konu, diğeri de kiracı-ev sahibi, onların çoğu komşu olabiliyor. Kiracılarla, ev sahipleri ve komşular arasındaki ihtilafları, onları mahkeme kapılarına düşürmeden ve birbirlerini mahkeme kapılarında suçlamadan, arabulucu marifetiyle daha erken süre içerisinde sorunlarını çözme konusunda yeni bir alternatif çözüm yolunu önümüzdeki dönemde ortaya koyacağız.” şeklinde konuştu.
Arabuluculuk Nedir?
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 2. Maddesinde tanımlanan arabuluculuk, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Ülkemizde arabuluculuk, 2013 yılının Kasım ayında yürürlüğe girdi.
Şu anda kira uyuşmazlıklarında olduğu gibi başlangıçta her dava türünde ihtiyari olarak uygulandı. Yapılan düzenlemelerle öncelikle 1 Ocak 2018 tarihinde iş uyuşmazlıklarında, ardından 1 Ocak 2019’da ticari uyuşmazlıklarda, son olarak da 28 Temmuz 2020’de tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı haline geldi. Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre arabuluculuk faaliyetiyle birlikte işçi-işveren uyuşmazlıklarında yüzde 57, ticari uyuşmazlıklarında yüzde 52 ve tüketici uyuşmazlıklarında ise yüzde 50 oranında çözüme ulaşılmıştır.
SORU-CEVAP
Sayın Aküzüm, son yıllarda artan kira uyuşmazlıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Yüksek enflasyonla birlikte artan konut fiyatları ev sahipleri ve kiracılar arasında anlaşmazlıkların doğmasına sebep oldu. İki tarafın da ciddi mağduriyetleri var. Eski kiracılar, ev sahiplerinin yüksek kira artışı yapmalarından şikâyet ediyorlar. Ev sahipleri de konutlarının emsal kira fiyatlarında yüzde 100’ün üzerinde artış olduğunu belirtilerek halihazırda evlerinde bulunan kiracıların ödediği kiradan memnun değiller, bununla birlikte evlerini yüksek fiyatlara kiraya veren ev sahipleri de kiralarını alamadıkları için kira alacağı davası açıyorlar. Anlaşılacağı üzere her iki tarafın da kendine göre sebeplerle şikayetleri var.”
Bu sorunları çözmek adına yapılan düzenlemelerle ilgili ne düşünüyorsunuz?
“Sorunları çözmek adına yapılan bazı düzenlemeler sorunu daha derinleştirdi. Örneğin kira sözleşmelerindeki artışın 1 yıllık süreyle 12 aylık TÜFE ortalaması yerine sabit oran uygulanarak en fazla yüzde 25 artış yapılması hususundaki düzenleme ciddi sorunlara sebep oldu. Ev sahipleri istedikleri artışını yapamadıklarından kiracılarını evden çıkarmak için uğraşmaya başladılar. Anlatmaya çalıştığımız bütün bu anlaşmazlıklar mahkemelere intikal etmektedir. Bu sebeple açılan kira alacak davaları, kiracı tahliye davaları, kira tespit davaları ve bu hususla ilgili diğer davalar üç yıldan önce sonuçlanmamaktadır. Ayrıca aleyhine karar verilen taraf yüksek yargılama giderlerine mahkûm olmaktadır. Tüm bu hususları göz önüne aldığımızda arabuluculuk müessesinin kira alacaklarıyla ilgili ihtilaflarda, kat mülkiyeti kanunundan doğan ihtilaflarda ve komşuluk hukukundan doğan ihtilaflarda dava şartı haline getirilmesi olumlu bir düzenlemedir. Böylece hem ev sahipleri ve kiracıların sorunları hızlı bir şekilde çözülecek hem de yargının yükü hafifletilecektir.”
Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuğun dava şartı olmasının fayda getireceğini düşünüyor musunuz?
İstatistiklere baktığımız zaman arabuluculuk faaliyetiyle taraflar ciddi oranda anlaşma sağlamaktalar. Rakamları incelediğimizde arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 2013 yılının kasım ayından bugüne kadar 3 milyon 119 bin 855 uyuşmazlığın yüzde 69’unda arabuluculuk görüşmelerinin ardından taraflar anlaşma sağlamışlar. Zamanla bu oranın daha da artacağı görüşündeyim. Çünkü alternatif çözüm yollarına uyum sağlamak hem dava tarafları hem de yargı sistemi için zaman alabilir. İnsanlar arabuluculuk kurumunun avantajlarını gördükçe daha iyi netice alınacaktır. Bakanlığın da yapmayı planladığı kira ihtilaflarında arabuluculuğun zorunlu hale getirilmesi gibi düzenlemeler insanların arabuluculuk faaliyetine başvurmalarını teşvik etmesi açısından faydalıdır. Arabuluculuk ile kira, kat mülkiyeti ve komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklarda yılda ortalama 64 bin dosyanın çözüme kavuşturulması bekleniyor. Arabuluculuk iki yönden çok önemlidir. Öncelikle zaman açısından çok avantajlıdır. Yıllar süren davalar yerine 3-4 haftalık bir sürede netice elde edilebiliyor. Bu çok önemlidir çünkü bu uyuşmazlıklar yargıya intikal etmiyor ve yargının da yükü hafifletilmiş oluyor. Diğer önemli nokta ise düşük maliyetli olmasıdır. Dava neticesinde aleyhine karar verilen taraf yüksek yargılama giderlerine mahkûm olmaktadır. Bunun tersine arabuluculukta ise taraflar dava giderlerine kıyasla cüzi ödemeler yapıyor. Bu avantajlarının yanında arabuluculuk faaliyeti sırasında tarafların hâkim olduğu bir süreç var. İki tarafın da memnun olacağı ve kabul edeceği bir karara varmaya çalışılıyor. Anlaşmaya varıldığında da her iki tarafın onayladığı bir karar verilmiş, böylece mağduriyet en aza indirilmiş oluyor. Tüm bu yönleriyle incelendiğinde arabuluculuğun çeşitli uyuşmazlıklarda uygulama alanı bulması hukuk sistemimizin kalitesini arttıracaktır.”
Yapılması planlanan düzenleme ile ilgili açıklamalarda bulunan Alfa Arabuluculuk A.Ş. kurucularından Ural Aküzüm, düzenlemenin faydalı olacağını belirterek merak edilenleri yanıtladı.
Günümüzde işçi-işveren, ticari ve tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce gidilmesi zorunlu olan arabuluculuk diğer durumlarda ise ihtiyari olarak tarafların talebine bağlı olarak başvurulabiliyor. Adalet Bakanı Bozdağ, yaptığı açıklamada kira uyuşmazlıklarının tamamında arabuluculuğun zorunlu hale getirileceğini belirtti. 2013 yılından beri faaliyette olan arabuluculuk kurumu isteğe bağlı olarak başlayıp tedricen zorunlu hale getirilmiştir. Arabuluculuğun kira uyuşmazlıklarında dava şartı olmasının son dönemde artan dava sayısıyla birlikte mahkemelerde oluşan yığılmaya çözüm olması beklenmektedir. İş, ticari ve tüketici uyuşmazlıklarında başarılı sonuçlar elde edilen arabuluculuğun kapsamının genişletilmesi hem kısa zamanda sonuç elde edilmesi hem de düşük maliyetli olması ile vatandaşlara fayda sağlayacağı düşünülmekte.
Devamı
Tazminat Davalarında Arabuluculuk Zorunlu Mudur?
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesinde “dava şartı arabuluculuk” konusu düzenlenmiş olup buna göre; “kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Buradan anlaşılacağı üzere iş hukukundan kaynaklanan her türlü uyuşmazlık arabuluculuğa elverişli olmadığı gibi, elverişli olan her türlü uyuşmazlık da zorunlu dava şartı kapsamına tabi değildir.
Devamı
Arabuluculuk Kıdem Şartı Nasıl Hesaplanır?
Arabuluculuk kıdem şartı, arabulucu olarak görev yapmak isteyen bireylerde aranan 5 yıllık mesleki kıdem şartıdır.
Devamı
Arabuluculuk Görüşmelerine Kimler Katılabilir?
Arabuluculuk faaliyetine katılım sağlamak isteyen bireyler bunun için gerekli başvuruları yapar. Sorunun mümkün olan en kısa sürede ve en sağlıklı şekliyle sonuçlandırılabilmesi için arabuluculuk süreci açısından faydalı olabilecek bireyler görüşmelere katılım sağlayabilir.
Devamı
Arabuluculuk Sınav Şartları Nelerdir?
Avrupa ve Amerika’da yaklaşık 40 yıllık bir geçmişi bulunan arabuluculuk, özünde bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu çözüm yöntemi ile aralarında davaya konu olabilecek ya da doğrudan konu olmuş bir uyuşmazlık bulunan bireylerin, arabulucular vasıtasıyla sorunu çözüme kavuşturmayı amaçladıklarını söylemek mümkündür. Burada akla gelen soru ise “Arabulucu kimdir?” “Nasıl arabulucu olunur?” veya “Arabuluculuk sınavı şartları nelerdir?” gibi sorulardır.
Arabulucu Kimdir?
Arabulucu, aralarında dava konusu olmuş ya da olma potansiyele sahip bir uyuşmazlık bulunan bireylerin nihai çözüme kavuşmalarına destek olan üçüncü bir taraftır. Bu üçüncü tarafın bağımsız ve tarafsız olduğunu söylemek mümkündür.
Nasıl Arabulucu Olunur?
1990’lı yılların sonlarında ülkemize gelen ve o süreçten bu yana gelişerek kapsamını genişleten arabuluculuk faaliyeti, arabulucular vasıtasıyla yürütülür. Arabulucu olmak için ise belirli şartları sağlamak ve ardından arabuluculuk sınavına girerek başarılı olmak gerekir. Peki arabuluculuk sınavı şartları nelerdir? Arabuluculuk sınavı başvuru tarihleri ne zaman?
Arabuluculuk Sınavı Şartları ve Tarihi
Adalet Bakanlığı tarafından öncelikli açıklamaya göre 2022 yılı arabuluculuk sınavının 26 Haziran’da yapılacağı söyleniyordu. Ancak daha sonra yapılan bir açıklamayla tarihin 4 Aralık 2022 tarihine ertelendiği ifade edildi. Bu sebeple arabuluculuk sınav tarihi 2022 yılı için 4 Aralık 2022 olarak bilinmektedir. Bu tarihte yapılacak olan arabuluculuk sınavı şartları ise aşağıda derlendiği gibidir.
- Türk vatandaşı olmak,
- Türkiye’de bulunan bir hukuk fakültesinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesinden mezun olanlar için Türkiye’de eksik dersleri tamamlayarak denklik kazanmak,
- Tam ehliyet sahibi olmak,
- Taksirle işlenmemiş olan bir suç sebebiyle 1 yıldan fazla hapis cezası almamak,
- Meslekte en az 5 yıllık bir deneyime sahip olmak (burada kastedilen 5 yıllık bir deneyim, yalnızca avukatlık mesleği için geçerli değildir.)
- Arabuluculuk eğitimini tamamlamış olmak ve
- Sınavda 100 puan üzerinden en az 70 puan almış olmak.
Bu süreçte yalnızca 70 puan üstü almış olan adaylar değerlendirilecek ve seçim, en yüksek puanlı adaydan başlayarak belirlenmiş olan kontenjan tamamlanana kadar devam edecektir. Ancak 70, her halükârda tabandır.
Devamı
İhtiyari Arabuluculuk ve Arabulucu Ücretleri
Arabuluculuk, özel hukuk uyuşmazlıklarının taraflarca ortak bir noktada buluşarak çözüme kavuşturulması amacıyla gerçekleştirilir. Kimi durumlarda zorunlu olan arabuluculuk, kimi durumlarda ise ihtiyari olur. Zorunlu arabuluculuk faaliyetinde arabuluculuk ödemesinin bir kısmı devletçe yapılır. İhtiyari arabuluculukta, arabulucu ücreti ise merak edilen bir unsur olarak bilinir. 2022 yılı arabulucu ücretleri ile ilgili detaylara aşağıda verildiği şekilde ulaşılabilir.
İhtiyari Arabuluculuk
İhtiyari arabuluculuk; arabuluculuk faaliyetinin zorunlu olmadığı hususlarda, tarafların ortak bir karar ile arabulucuya başvurması sürecine verilen isimdir. Tarafların, birlikte verecekleri bir karar ile arabuluculuk sürecine dahil olmaları ve sorunlarını nihai sonuca kavuşturmak için öncelikli adımı atmaları mümkündür.
Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, bunu tarafsız bir şekilde gerçekleştirerek; tarafların ortak bir noktada buluşmasını sağlar. Bu sistematik teknikleri ile birbirlerini anlayan taraflar, sorunlarını çözüme kavuşturmaya bir adım daha yaklaşmış olur. Bu sayede mahkeme sürecine başvurmadan, uyuşmazlık maliyetlerini minimize ederek var olan sorun giderilir.
İhtiyari Arabuluculuk Ücretini Kim Öder?
Arabuluculuk Kanunu baz alındığında, ücretlerin taraflarca eşit bir şekilde ödendiği görülür. Ancak bunun için aksinin kararlaştırılmaması gerekir. Arabuluculuk ücretleri için ise faaliyetin sona erdiği an yürürlükte olan tarife esas alınır. Ancak bu konuda da taraflara sunulmuş bir alternatif bulunur. Taraflardan birinin arabuluculuk ücretinin tamamını ödeme istemesi durumunda bu istek de mümkün kılınır.
Arabuluculuk ücretleri, aşağıda verilen unsurlara bağlı olarak değişkenlik gösterir;
- Arabuluculuk faaliyetinin ihtiyari mi zorunlu mu olduğu fiyat üzerinde etkilidir.
- Uyuşmazlığa konu olabilecek birçok durum vardır. Ticari uyuşmazlıklar, işçi – işveren uyuşmazlıkları bunların en temel örnekleridir. Bu sebeple uyuşmazlığın konusunun da ücret üzerinde doğrudan etkili olduğunu söylemek mümkündür.
- Uyuşmazlık tutarının ücret üzerinde doğrudan etkisi vardır. İlgili kanunda hangi aralıkta ne kadar ücret ödeneceği açıkça belirlenmiştir.
Arabuluculuk ücretleri konusunda net bir bilgi sahibi olmak isteyen bireylerin Alfa Arabuluculuk “Arabuluculuk Ücreti Hesaplama” sayfamız üzerinden detayları öğrenmeleri mümkündür. Burada uyuşmazlığın türü, arabulucu sayısı, taraf sayısı ve anlaşmaya varılan ücret gibi talep edilen bilgilerin tamamının doğru ve eksiksiz bir şekilde girilmesi oldukça önemlidir.
Arabuluculuk süreci ve detayları ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak için bizi web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz.
Devamı
Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Ücreti Nasıl Ödenir?
Ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari arabuluculuk, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A(1) maddesinde sayılı olmayan ticari davalarda, tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu olmadığı halde uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurmalarıdır.
Devamı
Tüm Detaylarıyla Online Arabuluculuk Görüşmesi
Arabuluculuk, herhangi bir hukuki uyuşmazlıkla karşı karşıya olan ve en az iki kişiden oluşan tarafların, mahkeme öncesinde başvurdukları bir yoldur.
Devamı