Türk Hukuku’nda arabuluculuk, kural olarak isteğe bağlı olarak başvurulabilen bir yöntem olarak öngörülmüştür. Ancak bazı uyuşmazlık konularında ise arabulucuya başvurmak dava şartıdır. Başvuru zamansal olarak, dava sürecinden önce veya dava esnasında olmak üzere iki farklı aşamada gerçekleşebilir. Peki arabulucuya nasıl başvurulur?
Taraflar henüz dava açılmadan önce arabulucuya başvurabilirler.
Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin, arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içerisinde olumlu yanıt vermemesi durumunda bu teklif reddedilmiş sayılır. Kabul etmesi halinde ise tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp, bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren arabuluculuk süreci işlemeye başlar.
Dava açıldıktan sonra mahkeme, tarafları arabulucuya başvurma konusunda; arabuluculuk süreci, esası ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatıp, hukuki uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemi ile çözülmesinin sosyal ekonomik ve psikolojik açıdan faydalarının olabileceğini hatırlatarak teşvik edebilir. Dava açıldıktan sonra arabulucuya başvuru halinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışındaki mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Taraflar bu teklifi kabul ettiği takdirde mahkeme davayı üç ayı geçmemek üzere erteleyebilir. Bu sürede arabuluculuk süreci tamamlanamaz ise taraflar mahkemeden bu sürenin üç ay daha uzatılmasını isteyebilir.
Arabuluculuk süreci, ihtiyari ve zorunlu olmak üzere ikiye ayrılır.
İhtiyari olarak arabulucuya başvurmak için, taraflar arasındaki sürecin arabuluculukla yürütülmesi ve arabulucunun seçimi konusunda bir anlaşma gerekir. Her iki taraf da süreç henüz başlamamışken, süreci yönetecek kişinin kim olacağını seçebilirler. Ancak arabulucunun kim olacağı hususunda bir anlaşma söz konusu değilse, taraflardan biri, Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın yetkili mahkemenin bulunduğu ilin listesinde yer alan arabuluculardan birisini de seçebilir. Bu durumda kendisine başvurulan arabulucu, diğer tarafı arabuluculuk sürecine davet eder ve diğer taraf da daveti kabul ederse arabuluculuk süreci bu şekilde başlar.
İlgili uyuşmazlığın çözümünde kanun koyucu, arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngörmüşse, başvuru uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Yetkili arabuluculuk dairesine başvuru yapılmaması halinde, karşı tarafça yetki itirazında bulunulması halinde süreç uzayabilmektedir. Arabuluculuk sürecinin başlamasından, sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Günümüzde birçok arabuluculuk bürosu, bulunulan ilin adliyesinin bünyesinde yer almaktadır.
Taraflar işbu bürolarda, başvuru formunu doldurmak suretiyle arabulucuya başvuru işlemini tamamlamış olmaktadır. Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir. Arabuluculuk süreci sonunda taraflarca anlaşmaya varılması halinde, bu anlaşılan hususlarda taraflar artık dava açamaz.
Arabulucuya nasıl başvurulur konusu hakkında detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.